V'kun Desmarais Büyücü | Seri Katil | Yönetici
Mesaj Sayısı : 63 Asa : Gümüş Sessizlik Lakap : . Kayıt tarihi : 04/01/12
| Konu: Vampir ve Kurtadam Alımları C.tesi Ocak 07, 2012 10:14 am | |
| Adı Soyadı: Vampir-Kurtadam: Karakter Özellikleri: Karakter Kurgusu: Neden Vampir-Kurtadam olmak istiyorsunuz?: Örnek Rp:
Not: Vampir ve kurtadamlar belirli sayıda ve örnek rp ile alınacaktır. | |
|
Seoirse Rowan Vampir
Mesaj Sayısı : 8 Lakap : badwolf. Kayıt tarihi : 05/01/12
| Konu: Geri: Vampir ve Kurtadam Alımları C.tesi Ocak 07, 2012 3:53 pm | |
| Adı Soyadı: Seoirse Rowan Vampir-Kurtadam: Vampir Karakter Özellikleri: Soğukkanlı, ilgisiz. Kindar, başıboş. Karakter Kurgusu: Şu anda tam oturtmadım. Neden Vampir-Kurtadam olmak istiyorsunuz?: Hareketlilik katalım dedim. Örnek Rp:- Spoiler:
Avlanmak... Avlanmak kadar güzel bir şey yoktu. Hayvanların kanını boynundan akıta akıta içmek. Ve sonra elinin tersiyle bir kenara fırlatmak. Vampir olmayı seviyordu. O istemişti bunu. Bir büyücü iken, vampir olmak istemişti. Ve bundan büyük bir haz duyuyordu. Eskiden, olmadığı biri gibi davranmak adeta damarlarını çatlatıyordu adamın. Şimdi ise, olduğu gibi davranmak... Doğasına bunu uygun görmüştü. Ve herkes bunu böyle kabul etmişti. Adam ormanın en ücra köşelerinde dolanıyordu tek başına. Birden, kulakları ayak seslerini işitti. Hafifçe basıyordu ayaklar yere, yavaşça yürüyordu. Yolunu kaybetmiş biri de olabilirdi ormandaki. Belki de, kendisini yemek için sunacak biriydi. Biraz önce beslendiği hayvanı bir çırpıda kamufle etmişti. Aynı hızla da kendisi temizlenmişti. Onu böyle gören birisi, onun normal insan olduğunu söyleyebilirdi. Aslında iyi huyluydu kimi zaman. Oda avlanırken...
Ayak seslerini son kez duydu adam ve sesin geldiği yöne doğru koştu hızlıca. Tahminen on saniye içerisinde varmıştı seslerin geldiği yöne. Sarışın bir kadındı bu. Gerçekten güzel görünüyordu yandan. Sırtını ağaca yaslamış, kendi kendine bir şeyler düşünüyordu sanki. Hayatın getirileri ve ya götürüleri hakkında. Adam sinsice sırıttı. Bir iki adım attı öne doğru. Hala karanlıklar içerisindeydi. Ağaca yaslanmış olan kadın aniden kalktı ayağa. Ayağa kalkması ile, adam sarsılmıştı sanki. Kokusu geliyordu burnuna. O saf, temiz kokusu. Kanının kokusuna pamuk helva kokusu yapışmıştı sanki. Parfümünün kokusu sinmişti. Evet, Nathan'ın en sevdiği tatlılardan biriydi bir zamanlar pamuk helvası. Pembe ve pamuk gibi yumuşak. Düşündü genç adam. Acaba tadı da pamuk gibi midir? Birden kızın elindeki asaya kaydı adamın gözleri. Bir büyücü... "Hay aksi!" Kendisi bile zor duymuştu sesini. Sihirli kan içmek yasaktı. Ama biraz eğlenmekten kimsenin canı yanmazdı. Ah, belki o sarışın hatunun yanabilirdi de. Kadının kuş şakırtısı gibi sesi geldi kulaklarına. Adam, iyiden iyiye ısınmıştı kadına. Birden harekete geçti Nathan. Sanki ışık hızı ile hareket ediyordu. Kadına doğru atağa geçti. Kadın ne olduğunu anlamadan ağaca yaslanmış bir şekilde buldu kendini. Asası elinden uçmuştu. Nathan gülümsedi. Kadının kalbinin hızlı hızlı attığını hissediyordu. Sanki çıkacakmış gibi... Nathan yüzünü kadının boynuna doğru getirdi. Kanın akışını hissediyordu, duyuyordu, kokluyor. İstem dışı olarak ağzı açılmış ve birden dişleri çıkmıştı. Kadın titredi. Hareket bile edemiyordu. Edemezdi de. Nathan kadının iki elini de yukarıya kaldırıp ağaca dayamıştı kendi elleri ile. Parmakları kadının parmaklarının arasındaydı. Debelenmesin diye basırıyordu, ama çok değil. Kuvvetinin sınırlarını kendisine aşılamıştı. Tekrar koklamaya devam etti kadının boynunu. Kafası yukarıya doğru çıkıyordu. Dudakları, kadının kulaklarına geldiğinde ise, kadifemsi ses tonu ile konuştu. "Sizin gibi hoş bir hanımın burada ne işi var. Her an kapan olur sizi." Kafasını geriye doğru çevirdi ve gözlerini kadının gözlerine, oradan da göğüslerine indirdi bir an. Sonrasında yine gözlerine çevirdi deniz mavisi gözlerini.
Korku ve -… Tam önünde tutsak ettiği kadından etkilenmişe benziyordu Nathan. Kadının gözlerine getirince gözlerini, karşısındaki sarışın kadının yavaş yavaş değiştiğini fark etti. Ve o an anladı kadının Metamorfgamus olduğunu. Sessizce güldü. Kadının bu hali, diğer halinden daha çekici duruyordu. Adam, kadının her bir karesine odaklaranak bakıyordu. Birden kaşlarını kaldırdı ve kadının gözlerine derin derin baktı. Gözleri farklı, cırtlak bir renkte yeşildi. Siyah dalgalı saçları ona tezat oluştursa bile, uyumdan hiçbir şey kaybetmemişti. Adamın kulaklarına gelen kanın damarlarda akan sesi, adamın başını döndürmeye bile yetmişti. Ama karşısındaki bayana zarar vermeyecekti. Vermezdi de!
Kadın, adamın kollarında debelenmesiyle, adam kendine geldi bir anda. Aslında kadını niçin köşeye sıkıştırmıştı bilmiyordu. Ama parfüm kokusunun cezp edici olduğu kesindi. Adam inci gibi beyaz dişlerini göstere göstere gülümsedi. Kadın ona bakmıyor, debelenmeye devam ediyordu. Adam, birazdan kadının ondan kurtulmak için bir şeyler yapacağını önceden sezmişti. Hiç kımıldamadı yerinden. Ve neredeyse beş dakika sonra, kadın adamın hayalarına bir tekme sallamıştı. Nathan afalladı. Bunu yapacağını hiç beklemiyordu. Canı da pek acımamıştı zaten. Hatta kadının tekmesini hissetmedi demek daha doğru olurdu. Sadece bir gıdıklanma olmuştu. Kadın adamın kollarından kurtulduğu gibi bir metre öteye savrulan asasına doğru hamle yaptı. Adam olduğu yerde duruyordu. Hareket dahi etmiyordu. Sadece kadını baştan aşağıya süzmekle zaman çürütüyordu. Kadının tok ve tiz sesi çınlattı kulağını Nathan’ın. Nathan’a tehtitler savurup duruyordu. Kadının söylediği şeyler Nathan’ı gülümsetti. Kadın, adamın yüzüne “Neler oluyor?” dercesine bir bakış fırlatmıştı. Adam, kadına doğru bir adım atınca, kadında reflex olarak bir adım geri gitmişti. Kadının gözleri Nathan’ın gözleri ile buluştuğunda; Nathan, kadının ruhunu okudu. Korkmuştu. Eh, korkmasıda normaldi. Nathan kadının gözlerine öyle delici bir bakış fırlattı ki, kadının korkusu bir anda geçmişti. Adam tok bir sesle konuştu. ”Bu halin ile daha bir seksi duruyorsun.” Çarpık bir gülümseme koydu dudaklarına ve devam etti. ”Bana adını bahşeder misin?” Nathan beklemeye koyuldu…
Tutku… Karşımdaki kadının beni terslemesi üzerine biraz sinirlenmiştim. Gözlerime alevler sıçradı desek daha doğru olurdu. Zaten biraz önce asasından çıkarttığı kıvılcımlarda onun tam bir yaramaz kız çocuğu durumuna sokmuştu gözümde. Bu hoşuma gitmişti. Dudaklarımın kenarları daha da kıvrılmıştı. ”Sizin gibi bir hanımefendiye bu hareketler hiç te hoş değil, bayan.” Adam alaylı bir sesle söylemişti bunları. Sonra aklı eskilere daldı. Adam o asadan kıvılcım çıkartmayı daha çocukken yapıyordum. Ailemin yıllar yıllar önce ben küçükken öğrettiğini hatırlıyorum bunları. Adamın dumanlı gözleri bir anlığına yerdeki çalılara kenetlendi. Eski anıları gelmişti aklına. Büyücü iken yaşadığı anılar. 25 yaşında dönüştürülmüştü. Ama siması daha büyük görünüyordu. Bu da Nathan için iyi bir şeydi.
Adam, kadının kendisine baktığını sonradan fark ettim. Baştan aşağıya süzüyordu adamı. Gözleri adamın gözleri ile buluştuğunda, hemen geri çekti gözlerini. Adam sesli sesli gülmek istedi. Hatta kahkaha atmak. Ama bu karşısındaki kadınını daha da kızdıracaktı. Bunu biliyordu. Hiç sesini çıkartmadı. Kadının ona söylenerek ayağını yere hızlıca vurdu. Nathan’ın kulakları tak senini duyunca topuğun kırıldığını anladı. Karşısındaki kadın, sanki muzur bir kız çocuğuydu. Onda farklı bir şeyler gördü adam. Kadın ayakkabısını boş olan eline aldı ve ilerlemeye başladı. Adamdan kurtulduğunu sanıyordu ki, bir el dirseğini kavradığı gibi kendine çevirdi kadını. Şimdi adamla aralarında çok az bir mesafe vardı. Adam, kadının gözlerinin içine bakarak ona zarar vermeyeceğini bir yolla kadına ulaştırmıştı. Kadının elindeki ayakkabı yere sertçe düştü. Asasını hala sıkı sıkı tutuyordu kadın. Nathan kadının yüzünü avuçlarının arasına aldı ve ardından kadının dudaklarına bir öpücük kondurdu. Geri çekilip kadının ne tepki vereceğine baktı. Bir iki dakika öyle durdular. Kadından hiçbir tepki gelmedi. Kalbi deli gibi çarpıyordu kadının. Bir zamanlar Nathan’ında kalbinin deli gibi çarptığı olmuştu. Sevdiği kadını gördüğünde… Ama o artık yoktu. Onun anıları da yavaş yavaş terk etmişti adamı bütün her şey gibi. Ama o, yeni bir başlangıç istiyordu. Yeniden sevmek. Ve şu an; hem kendi hayatı hemde kadının hayatı değişebilirdi. Adam kadının elindeki asaya uzandı. Ellerinin arasından çekip aldı ve yere attı. Kadın başını eğip yerdeki asasına baktı. Adam nazikçe kadının çenesinden tutup yukarı kaldırdı. Şu anda tam gözlerinin içine bakıyordu kadın. Farklı bir yeşildi o gözler. Adam kadına doğru eğildi, ellerini kadının beline koydu kendine doğru çekiştirdi ve dudaklarını tutku ile öpmeye başladı.
Haz… Genç kadını tutku ile öpmeye devam ederken, kulakları kadının kalp atışlarını dinliyordu. Kovalanan bir tavşanın yüreğiydi sanki yüreği, kopuyordu yerinde. Kadında öpüşüne karşılık vermişti karşısındaki adamın –vampirin-. Adını bile bilmediği kadın, yavaş yavaş açılıyordu sanki. Elleri ilk önce adamın ensesine, ardından kısa kesim saçlarının arasına dalmıştı. Nathan yavaş hareket ediyor, kendini kasmıyordu. Kadının elleri ile başını kendine doğru çekmesine karşı gelmedi ve bir nevi ona itaat etti. Ve adam tam haz almaya başlamışken öpüşmekten, kadın geri çekilmiş ve nefes nefese bir halde elini adamın göğsüne koymuştu. Adamın yüzünde, hala o sinsi sırıtışı duruyordu. Yırtıcı bir hayvanın sırıtışı gibi yüzünde kocaman yer kaplıyordu. Ama zararsız bir gülüştü o. Kadının sorusunun ardından yüzündeki gülümseme bir anlığına ortadan kaybolup, tekrar geri gelmişti. Adam bu soruyu daha önce sorduğunda kadının demediği laf kalmamıştı ve şimdi ise kadın bu olay hiç yaşanmamış gibi adamın adını soruyordu. Adam, kadının çekindiğini hissediyordu. Elini kadının çenesine koyup başını kaldırdı ve tam gözlerinin içine baktı. Çekinmene gerek yok. Kendini bana bırak. Adam, yeteneğini kullanarak, kadının biraz daha sakin olmasını sağlamıştı. Şimdi sıra, tanışma faslındaydı…
”Adım Nathan. Nathan Depardieu” Biraz geri çekilip hafifçe öne doğru reverans yaparak karsısındaki bayanın elini nazikçe öpmüş ve tekrardan doğrulmuştu yerinde. Gözleri, her bir noktasını ezberleyene kadar dolanmıştı kadının üzerinde. Daha kadının ismini bile bilmiyordu. Kadın cevap vermeden, yarım saat önce sorduğu soruyu tekrar yineleme zahmetinde bulundu. ”Yarım saat önce bana isminizi bahşetmeniz için ricada bulunmuştum. Ama siz, bana etmediğiniz lafı bırakmadınız. Şimdi isterseniz, kendi adınızı tekrar bahşedin bana!” Son söylediği cümle, ses tonuna göre biraz sert çıkmıştı. Kadının yanaklarını al basmıştı. Muhtemelen utançtandı. Adam, dişlerini birbirine kenetlemiş, yüzü gerilmiş sakince kadının yüzüne bakıyor ve cevabını bekliyordu.
Son… "Geçen sefer için kusura bakma. Adım Cecilia... Cecilia Boudlaire. Ben... Memnun oldum, Nate." Nate… Kadının sesi kulaklarımda çınlamıştı. Dudaklarından dökülen o kelimelerle, ismimi adeta fısıldar gibi söylemişti. Ama bu söyleniş tarzı tok ve güçlüydü. Adam kızın bu sefer yumuşak ve sakin sesi karşısında gülümsedi. Genç kadına odaklanmış duygularını hissetmeye çabalıyordu. Kendine o kadar karşı koyuyor, o kadar zorluyordu ki, karşısında kaya olsa çatlardı. Vampir karşısındaki kadını baştan aşağıda süzdü. Çıplak ayakları yerlerdeki kuru otların üzerinde diken üzerinde durur gibi duruyordu. Kalp atışları hızlanmış, derinlerinden gelen duygularıyla adeta savaş veriyordu. Yapmak yada yapmamak adına. Yüzünü büyücünün yüzüne çevirdiğinde, bakışlarının ağacı delmekte olan ağaçkakandaydı. ‘Tık tık tık tık’ Gagası ile ağacı delmeye uğraşıyordu. Adam bir adım geri çekildi. Aynı anda nefesini tutmuş olan büyücü Nathan’a doğru hızla kafasını çevirdi. Gözlerinde gitme diyen bir umut vardı. Adam elini genç kadına uzatıp gülümsedi. Kadın bir ele, birde Nathan’ın yüzüne bakıyordu. Sanki tereddütteymiş gibi. Saniyeler sonra, sıcacık minik el değdi adamın avuçlarına. Genç vampir elini tuttuğu gibi kendisine doğru çekti genç kadını. Kadın, hiç direnmeden yaklaştı ona. Adeta oyuncak bir bebekmiş gibi hızlıca kaldırıp kucağına aldı vampir genç kadını. Kadın yüzünü adamın göğsüne gömmüş bir şekilde, kesik kesik nefesler alıyordu. Adam, narin bir çiçeği tutar gibi tutuyordu kucağındaki kadını. Biraz daha sıksa kırılacak bir vazo gibi. Ve saniyeler içerisinde koşarak gözden kayboldu adam. Kucağındaki kadın ile…
| |
|
Llumaris Ragnhild Karanlık Lord | Yönetici
Mesaj Sayısı : 100 Lakap : ? Kayıt tarihi : 01/05/10
| Konu: Geri: Vampir ve Kurtadam Alımları C.tesi Ocak 07, 2012 4:04 pm | |
| Hareketlilik katalım dediniz, değil mi? Öyle olsun o hâlde. Kabul edilmiştir! | |
|