Salvio Hexia Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Salvio Hexia Rpg

Korktuğun karanlık mı yoksa içinde saklı olanlar mı?
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Umutsuzluk Çanları

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Achille Ragnhild
I. Sınıf Slytherin | Yönetici
I. Sınıf Slytherin | Yönetici
Achille Ragnhild


Mesaj Sayısı : 66
Kayıt tarihi : 03/01/12

Umutsuzluk Çanları Empty
MesajKonu: Umutsuzluk Çanları   Umutsuzluk Çanları EmptyPerş. Ocak 05, 2012 4:26 pm

Baştan aşağıya kara bir cübbe, ardından karanlıkla ışıldayan bir çift göz. İnsani duygularıyla sevişmekten hissizleşmeye başlayan "ruh"un çocuğun içindeki parçacıkları, diğer bir tarafta yakasında duran varlığı yokla çelişen karanlık o el. Küçük adamın anlayamadığı şeyler düşünce, bilinçaltı dünyasını yakıp kavururken kendini karanlık gök yüzünün altında buldu. Diagon yolunda olduğunu anlaması saniyelerini çalmışsa da sonunda kendine gelebilmişti. Yaşarken ölmek gibiydi, uykudan uyanmak gibi onun için artık alışıla geldik bir durum haline gelmişti bunun adı her neyse. Nefes almaya devam ederken boğulmanın eşiğinde yürümek misali. Işıkları kapalı eski kavramıyla mükemmel eşleşen taşların üstünde yürüyorlardı. Achille ve babası. Her ikiside insanların yüzüne bile bakmayı tenezzül etmeden karşılarına çıkan her şeyi ittirip yollarında ilerliyordu. Çocuğa sadece babasını takip etmesi emredilmişti, çoğu zaman otoriteye yenik düşmüş kişiliği için yapması gereken şeyi yapması nedenlerini sorgulamaktan daha kolay gelmeye başlamıştı. Nereye gittikleri sorusuna bir cevabı olduğunu hatırlamıştı çocuk, içindeki küçük heyecan parıltılarını bastıramamıştı her şeye rağmen, bir asaya sahip olmak kendisine ait bir şeyinin olması nasıl bir duygu diye meraklanmaktan kendini alıkoyamıyordu. Ayrıca yanında ki karanlık adamın tenezzül edip buralara kadar kendisine eşlik etmesi bile şaşırtıcıydı. Asanın ne kadar önemli olabileceğini sırf bundan dolayı bile tehmin edebilmesi gerekirdi. Yanağında yoğun bir ürperti yalayıp geçmişti. Sert bir rüzgar sanki onca insan arasından kendisi seçmiş gibi yüzüne çarpıp adımlarını sendeletirken babasınında yavaşladığını gördü Achille. Dükkana yaklaşmış olmalılardı. Yola çıktıklarından beri tek kelime etmemişlerdi ikiside. Değer kavramınının bu iki insan için ne anlama geldiğini anlamak güçtü. Hele ki kendini yeni yeni keşfetmeye başlayan Achille için her şeyi yeni başlıyor gibiydi. Düşünce yapısının yavaş yavaş yerine oturmasıyla büyüdüğünü her geçen gün hissedebiliyordu ya da çocuk bu asaya kafasını çok takmış olmalıydı. Nefes aldığını hissetmeye devam ederken soğuk ve boş gözlerini adamın yüzüne çevirmişti. Yüzünde soru sorarmış gibi bir ifade olmamasına karşın adamın onu anlaması için herhangi bir işarete gerek yoktu. İlişkilerinin acayipliğine inat ilginç bir şekilde aralarında ki herhangi bir şey birbirlerini net bir şekilde anlamalarına yardımcı oluyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Llumaris Ragnhild
Karanlık Lord | Yönetici
Karanlık Lord | Yönetici
Llumaris Ragnhild


Mesaj Sayısı : 100
Lakap : ?
Kayıt tarihi : 01/05/10

Umutsuzluk Çanları Empty
MesajKonu: Geri: Umutsuzluk Çanları   Umutsuzluk Çanları EmptyPerş. Ocak 05, 2012 8:02 pm

    Yeşil ışık hüzmesi kalbini delip geçerken açmıştı gözlerini, ebediyetin acımasız dünyasına. Gözlerini tekrar açtığında Diagon yolundaydı, oğlunun yanında. Rüzgârın esintisi içini karıncalandırmıştı. Ollivander'a doğru sakin, emin adımlarla ilerlerken peşlerinden gelen iki adam kukuletalarını çıkartmışlardı. Karanlığın içerisinde süzülüyorlardı, görevlerini yapmak için. Bütün dükkânları teker teker geçmişlerdi. Ollivender's önlerinde duruyordu şimdi. İçeriye adım atarken çıkan kapı gıcırtısı, kulaklarını okşamıştı. Zeminde ki tahları kemiren kurtların çıkardıkları sesler rahatsızlık vericiydi. Milyonlarca pislik kurt. ''Buraya gel, Olliveder...'' Karanlıktan bir adam çıkıp gelmişti şimdi. Gözlerinde ki korku, çığlık atıyordu, çırpınıyordu sanki. ''Asa, Ollivender, asa. Oğlum'a asalarını göster.'' Achille'e işaret ederek asalara doğru yönelmesini sağladı. Arkasını döndü ve tekrar dışarıya çıktı. Dışarıda ki adamlarına işaret yaparak içeriye girmelerini sağladı. Tamamen tek başınaydı. O gece aklından çıkmıyordu. Babasını vahşice katlettiği o lanet gece. Güç koynuna sinsice girdiği o gece. Annesinin intikamını almıştı, evet; babasını öldürerek. Kafasını toparlayarak içeriye tekrar adımını attı sessizce. Oğlu asasını eline almış, deneme yapıyordu. Yanına yaklaştı, ellerini oğlunun omuzuna attı. Titriyordu heyecanla. Gülümsedi. Oğlunu seviyordu, bunu dışarıya vurmasada seviyordu onu...


En son Llumaris Ragnhild tarafından C.tesi Ocak 07, 2012 10:32 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Achille Ragnhild
I. Sınıf Slytherin | Yönetici
I. Sınıf Slytherin | Yönetici
Achille Ragnhild


Mesaj Sayısı : 66
Kayıt tarihi : 03/01/12

Umutsuzluk Çanları Empty
MesajKonu: Geri: Umutsuzluk Çanları   Umutsuzluk Çanları EmptyCuma Ocak 06, 2012 10:36 pm

Asacının adını bile umursamadan parmaklarının arasına almıştı gözüne ilk çarpanı. Ortamın sıcaklığıyla eşleşmiş ısı ellerinden tüm vücuduna dalga dalga yayılırken ardından henüz tanıdık olmadığı bir güç içinde parlamaya başlamıştı. Kan akışının hızlandığını her geçen saniye daha iyi anlayabiliyordu küçüka adam. Babasının omzundaki ellerini hissettiğinde ki hafif ürperti bu alışılmadık gücün verdiği şok etkisini azaltmıştı, kendini tekrar dünyada hissediyordu. Yüzünü babasına çevirmemişti çocuk, hala eline aldığı yeni asaya bakıyordu. Bu garip güç kendisinden mi yoksa bu tahta parçasından mı vardı, anlamakta güçlük çekiyordu. Daha önce babasıyla çalışırken kullandığı herhangi bir asaya benzemiyordu. Varlığını güçlü bir şekilde hissedebiliyordu. Dokunarak bile bir şeyleri yok edebileceğini, özgürlüğü iliklerine kadar yaşamak istiyordu. Görmüştü, insanların ölmeden önceki son çığlıklarını, son bakışlarının nasıl donuklaştığını. Ellerinin yavaş yavaş düştüğünü. Üstelik bunu yapanın babası olması daha çok merak etmesini sağlıyordu. Belki de karanlığa atacağı ilk adımı bu asayı eline alarak yapmıştı. Dükkan sahibinin yüzüne donuk gözlerini çevirdiğinde korkuyu hissetmişti. İnsanların ölümünü görmenin ona kazandırdığı bir çok şeyden biriydi bu özellik, insanların korkularını anlayabiliyordu. Duygular, davranışlar 11 yaşında ki küçük bir çocuk için ne kadar anlamlıydı oysaki...

Achille çocukluğunu, ruh sağlını terk etmişti anlayamacağı şeyleri anlamak adına. Normal bir hayat geçiremeyeceğini insanların ölümünü ilk gördüğünde bile anlamıştı. Soğuk havayı her yanında hissetmişti, acıyı, kasveti en hat safhalarda, kaçmadan... Onları kabullenmişti, kötünün kötü olduğu kavramını kimse ona söyleyememişti ya. İyininde iyi olduğunu. Deneyerek öğrenecekti çocuk hepsini. Uykusunu terk etmişti, acıyla yüzleşebilmek için fedakarlık yapması gerekiyordu, öğrenmişti, biliyordu. Birine muhtaç değildi ya. Kibir, öfke, duyguların anlamlarını gözlerden okuyabileceğini biliyordu çocuk. Hatta doğruyu bilmenin verdiği kötü hissi, yalanın tatlılığını, kandırılmanın kötü olduğunu düşünmüyordu. Bir kadının saçlarını oynanmasını, ona güzel şeyler söylenmesini görmüştü hemen ardından hiç acımadan o şevkatli elin hançeri tutarak şah damarını kestiğini... Mutluydu, ölmeyeceğini düşünüyordu, o elin kurtarıcı olduğunu. Saftı, güven duygusunu görmüştü kadında. Achille o zaman anlamıştı, insanlar her zaman akıllarıyla hareket etmiyorlardı.

O kadının ölmeden önce attığı son çığlık kulağına gelerek tekrar gözlerine dönmüştü hayat. Asaya. Dükkan sahibine olan bakışları düşünceleri yüzünden değişmiş olmalı ki adamın yüz ifadesi değişmişti, bir anlam çıkaramamıştı çocuk. Belirgin duygular haricinde yüz ifadelerini okuyamazdı, biliyordu küçüktü. Babasına dönüp asasını gösterdi. Genelde donuk olan yüz ifadesini hem kararlılığı hemde küçük dünyasında kapılarını araladığı tek kişiyle konuşmaya hazırlandığı için değiştirmişti. Asasını ona doğru uzattı, teyit edilmek istiyordu, ezilmiş kişiliği içinde bas bas bağıran özgürlük çığlıklarını bastırmıştı. Asasının iyi ya da kötü olduğunu bilemeyeceğini fısıldıyordu mantığı, daha önce kaç farklı asa görmüştü sanki. İsimleri mi vardı asaların, türleri ya da boyutları? Çocuk sadece tek kelime etmişti, "Baba?" o ikisi için yeterliydi. İçinde ki heyecanı hissedebiliyordu, babasının yorumunu merak etmişti. Sabırsızlığını yüzüne vurmayacaktı, fakat karanlık lordun bakışlarından kaçamayacağını çoktan öğrenmişti Achille.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Llumaris Ragnhild
Karanlık Lord | Yönetici
Karanlık Lord | Yönetici
Llumaris Ragnhild


Mesaj Sayısı : 100
Lakap : ?
Kayıt tarihi : 01/05/10

Umutsuzluk Çanları Empty
MesajKonu: Geri: Umutsuzluk Çanları   Umutsuzluk Çanları EmptyC.tesi Ocak 07, 2012 11:03 pm

    Ona doğru çevrilmiş asa, yorum istercesine değil de, ölümcül lanetler göndermek amaçlı çevirilirdi bu zamana kadar. ''Korkuyor musun, baba?'' babası titriyordu. Ona yapmaması için yalvarıyordu, heyhat! Tek bir amaçla orada bulunuyordu; öldürmek. ''Avada Kedavra!'' yeşil ışık hüzmesi adamın kalbini delip geçerken acı bir çığlık duyulmuştu. Düşmüş savaşcı'nın asasını aldı ve ikiye böldü. Görüntü değişti, tekrar Ollivander's içerisindeydi. Achille'in asasını kavradı ''Gâyet esnek. Sahibinin gücü ile birleştiğinde, ortaya inanılmaz bir güç çıkacağına şüphe yok.'' arkasını döndü ve kapıya doğru ilerlemeye koyuldu. ''İşin bittiğinde, dışarıda bekliyor olacağım.'' kapı gıcırdayarak kapandı. Sıcak yaz akşamları yerini sohbahar'a bırakmaya hazırlanıyordu. Esen rüzgâr bir kızın, erkeğin kulağına onu sevdiğini söylemesi kadar iç gıdıklayıcı. Rüzgâr bir gün öncesi basımı olan Gelecek Postası'nı havalandırmış, gezdiriyordu adeta. Fare peşinde koşturan kediler, kedilerin peşinde koşturan köpekler; kan peşinde koşturan iğrenç küçük sinekler...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Umutsuzluk Çanları
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salvio Hexia Rpg :: Londra :: Diagon Yolu :: Ollivander's Asa Dükkanı-
Buraya geçin: