Taraf Seçimleri: Ölüm Yiyen

Konu: Taraf Seçimleri: Ölüm Yiyen Çarş. Ocak 04, 2012 6:32 pm

Ad & Soyad:
Karakter Geçmişi:
Karakter Özellikleri:
Karanlık Lord'a bağlılığınızı kanıtlayacak, örnek rp yazınız(uzunluk önemsizdir):

Konu: Geri: Taraf Seçimleri: Ölüm Yiyen Çarş. Ocak 04, 2012 6:47 pm

Adı Soyadı: Julian Waschkowitz

Karakter Özellikleri: Sessiz, öfkeli, kinci ve zeki.

Karakter Geçmişi: Waschkowitz Ailesi Almanyanin safkan büyücü ailelerinin basinda gelir. Almanya'da oldukca namli olmalarina ragmen Julian kendi Ailesinin görüslerini benimsemez. Julian'a göre sihirli kan saftir ve muggle kani ile karismamalidir. Arastirmalari sonucunda karanlik lordun kendi görüsünü benimsedigini farkeder ve ona katilmak üzere Ingiltere'ye gelir.

Karanlık Lord'a bağlılığınızı kanıtlayacak, örnek rp yazınız(uzunluk önemsizdir): Dava icin atilan bir adim daha. Bu yolda o kadar adim atti ki hic bir sonuc eline gecmemesine ragmen. Ama bikmiyordu ve bikmayacakti da. Bunun armaganini dünyada melez ve bulanik kalmadiginda alacakti. Tertemiz bir büyücü irki olusunca, Julianin misyonu da tamamlanacakti. Simdi bu ugurda savasan en güclü toplulugun merkezindeydi. Birazdan cagrilacak ve karanlik isaret koluna daglanacakti.

Konu: Geri: Taraf Seçimleri: Ölüm Yiyen Çarş. Ocak 04, 2012 7:02 pm

Sen, Julian Waschkowitz. Karanlık Lord'a bozulmaz yemin etmiş bulunmaktasın. Yeminin, son nefesine kadar geçerli olacaktır.

Konu: Geri: Taraf Seçimleri: Ölüm Yiyen Perş. Ocak 05, 2012 4:32 pm

- Leticia Leucothea
- Hogwarts mezunu. Başarısız, dersleri önemsemeyen bir öğrenci olmasından dolayı diğerlerinden daha büyük bir yaşta mezun oldu. Sonrasında ailesinin Fransa da ki malikanesinde, onlarla kaldı bir süre. Her şeyin kendisini çok çabuk bunalttığını fark ettiğinde 22 yaşındaydı. Fırtınalı bir kış sabahı malikaneyi terk ettiğinde, bir çok şey yeni başlıyordu onun için.
- Kötü olarak nitelendirilebilecek tüm özellikler onun vücudunda ruh bulmuş sanki. Umursamaz olması her şeyi yapabilmesini sağlar. İnsanlardan çekinmez. Utanma, onur tarzı kavramlara sahip değildir. Dolayısıyla, sınırlarını zorlayan bir sürtük olduğu söylenebilir. Büyük bir ironi yaratmasına karşın yaşına göre her zaman olgun olmuştur.
- İçinde bulunduğu tereddüdü derin, kesik nefes alışverişleri süslüyordu. Doğru yolda olduğundan emindi. Tereddüdünün tek sebebi, birine, bir şeye ait olma duygusuydu. Daha önce hiç böyle bir tecrübede bulunmamıştı. Zira becerebileceğinden emin değildi, yaşamından olmak istemiyordu. Yapabilirsin. Karanlık senin içinde var. Kendisini ikna etme çabasıyla, zihninde yankı eden düşünceyle başını salladı. Yapabilirdi. Derince bir nefes daha alıp mermer merdivenleri çıkmaya başladı. Topuklu ayakkabılarının sinir edici tıkırtısı kulaklarını doldurmaya son verdiğinde malikanenin ihtişamlı girişini geçmiş ürkütücü salona doğru ilerliyordu. Bu gece tüm benliğimle, karanlığa ait olacağım.

Konu: Geri: Taraf Seçimleri: Ölüm Yiyen Perş. Ocak 05, 2012 4:40 pm

Sen, Leticia Leucothea. Karanlık Lord'a bozulmaz yemin etmiş bulunmaktasın. Yeminin, son nefesine kadar geçerli olacaktır.

Ölüm Yiyen Mesaj Sayısı : 4 Lakap : - Kayıt tarihi : 08/01/12

Ad & Soyad: Merine Klapos
Karakter Geçmişi: -of burayı lejantta belirtsem? ama önemliyse yazarım-
Karakter Özellikleri: Merine... Sesindeki tatlı tınısı, gözlerindeki şehvet duygusu ve dudaklarına yayılan, insanın içini ısıtan gülümsemesiyle sizin aklınızı başınızdan alır. Son derece zarif, kibar ve oturaklı. Kendinden asla ödün vermeyen bu kız, her dediğinin yapılmasını ister. Kendi halinde birisi değildir; bir çok arkadaşı vardır. Fakat arkadaş dediği insanlar yalnızca faydalandığı insanlardır. Fazlasıyla şen şakraktır. Kahkahalarını her yerde duyabilirsiniz. Eğer karşısındaki erkekse, onu elinden geldiğince elde etmeye çalışır. Gözünü kestirdiği bir erkek varsa, onun peşini asla bırakmaz; Merine'in canını acıtana kadar. Güçlü bir kişiliği olsa da bazı durumlarda aşırı kırılgan olabiliyor.
Karanlık Lord'a bağlılığınızı kanıtlayacak, örnek rp yazınız:
Dudaklarına sürdüğü kırmızı ruju yedirmek için dudaklarını birbirine bastırdı. Boynundaki siyah kürkü düzeltip aynada kendisine bir kez daha baktı. Siyah kumaş pantolonu, siyah rugan ayakkabılarının üzerine düşerken siyah ceketi genç kadının belini tam anlamıyla sarıyordu. İçindeki beyaz gömlek bedenine tam oturmuşken boynunu ve ceketinin yakalarını kapatan kürkü fötr şapkasıyla tamamladı. Kırmızı ojeleri ve sol işaret parmağının neredeyse tamamını kaplayan metal, üzeri kırmızı yakutla süslenmiş yüzüğü dikkat çekmeyi başarıyordu. Yüksek topuk ayakkabılarının üstünde arkasını dönüp kendisini Lord için hazır sayarak kendinden emin adımlarla yürümeye başladı. Boş mekânda ayakkabısından çıkan tok ses yankılanırken her adımıyla birlikte içindeki duyguları karman çorman oluyor; lordunun karşısına geçtiğinde ne diyeceğini bilemiyordu.
Sarı saçlarını düzeltip büyükçe kapının önünde durdu. Kapı kulpunu yavaşça çevirip içeriye doğru ittirdi. İlk adımıyla birlikte hapsolduğu karanlık duygular kızın zihnini ele geçirmeye başlamıştı bile. Bir kaç adım daha ilerleyip çivilenmiş gibi durdu olduğu yerde. Dudaklarından dökülen tek kelime, karşısındakine olan sadıklığını göstermeye yetecek bir tınıda çıkmıştı. "Lordum..."

bu yukarıdaki "lordum" kelimesini "my lord" gibi karizmatik bir şekilde okuyun yani.

Konu: Geri: Taraf Seçimleri: Ölüm Yiyen Paz Ocak 08, 2012 7:53 pm

Sen, Merine Klapos. Karanlık Lord'a bozulmaz yemin etmiş bulunmaktasın. Yeminin, son nefesine kadar geçerli olacaktır.

Konu: Geri: Taraf Seçimleri: Ölüm Yiyen Salı Ocak 17, 2012 9:17 pm

&Aleksa Stanlavis

&Çocukluğunu yaşayamamak hep onun bir yarasıdır belki de en büyük zaafı. Annesi, babası ve onu terk ettiği zamandan beri kendini hep büyümek zorunda hissetti. Çocukluk yaşamaya, gülüp eğlenmeye zamanı yoktu. Babasının, onları terk eden annesinin ardından delirmesi ve kızına her baktığında aslında o âşık olduğu kadını görmesi ise genç cadının çıldırmasına yol açıyordu. Yıllar geçtikçe yaşadığı hayattan sıkılmaya başladı, kendine ait bir hayatı olsun istiyordu. Kararlarından sadece kendisinin sorumlu olduğu… Biraz da babasının ona baktığında sadece kendisini görmesini… Ama bunla olmuyordu ve zaman hızla akıp gidiyordu. Aniden verdiği bir kararla yönünü değiştirdi. Onu karanlığa iten en büyük etmenlerdi yaşadıkları. Annesi yaşadığı hayattan sıkıldığı için, yeni heyecanlar aramak için onları terk etmişti. Babası kızını bile düşünmeden kendi yaşamına zavallıca bir son getirmişti. Ama kendisi… Artık kendi hayatına bakması gerektiğini biliyordu. Amacı intikam değildi. Karanlığı seçmesinin tek nedeni kendini değerli hissetmesiydi orada. Ona değer verildiğini hissediyordu.

&Ona verilen bir şeyi sonuna kadar götürür ama bunu ne kadar istediği meçhuldür. Kendini hep acemi hissediyor. Zamanla ustalaşacağını biliyor ama önünde çok yolu olduğunu gayet iyi biliyor genç cadı. Yaşadıkları korkularını yenmesini öğretmiş onu olgunlaştırmış. Çocukça şeylerden yapmaktan hep kaçınıyor. Mantıklı düşünüp, hareket etmek, yapacağı işi en az hatayla yapmak istemesi de bu yüzden.

&Çimenlerin ayağının altında çıkardığı sese rağmen rahatsız olmadan yürümeye devam ediyordu. Bu gece bu işi tamamlayacaktı ve artık kendini daha huzurlu hissedecekti. Suratında bu düşüncenin verdiği bir rahatlamayla bir gülümseme oluştu. Tehditkâr değildi ama güçten uzak hiç değildi. Aklından geçenler onu daha heyecanlandırmaya başlamış ve u heyecan bacaklarına vurup tüm vücudunun bir titreme dalgası ile dolmasına neden olmuştu. Artık mağrur kimliğini bir köşeye bırakıp küçük bir çocuk gibi adımlarını hızlandırmaya başladı. Geleceğini şekillendirecek olan o ana gittikçe yaklaştıkça suratındaki gülümseme daha da artıyordu. Bu şekilde ne kadar yol aldığını bilmiyordu, heyecanından yollar gittikçe kıvrılıyor, uzuyor gibiydi. Sonunda mezarlık girişinin önüne geldiğinde nefes alarak bekledi. Suratındaki gülümseme dondu ve giderek yok oldu. O tarihi an geliyordu. Elini yavaşça kapının çubuklarına uzattı. Onları kavrayıp kendinden uzaklaştırdı kapıyı. Gecenin karanlık sessizliğini kapının gıcırtısı dağıttı ve onun geldiğini tüm ölü bedenlere ifşa etti. Kalp atışları son bir tıkla insanlığının son ölçülerini belli ederken o artık karanlığın gizemine sığınmaya ve ruh halini indirgemeye başlamıştı. Elbisesinin eteği mezarlığın kurumuş otlarının üzerinden sis gibi geçerken adımlarını daha da ser hale sokmuştu. Görüş alanına iki kişinin girdiğini fark ettiğinde kendine duraksama payı verdi. Gördüğü iki kişinin ardındaki heybetli siluet onu arkadan iten kuvvet oldu. Adımlarını sıklaştırıp ağaçlı yola girdi. Geldiğini belli eden hışırtılarla yolda ilerlemeye başladı. O iki adamın önüne geldiğinde durdu ve bakışlarını direkt üzerlerine dikti. Bakışında bir çeşit izin isteme vardı. Karşı tarafa geçmek için… Adamlar genç cadının yolundan çekildiklerinde o da hızla yürüdü, kimse ona engel olmasın diye. Uzun pelerinli kişinin önüne geldiğinde onun dikkatini çekmeye çalışmakla çalışmamak arasında kaldı. En sonunda her şeyi boş verip hızla yere, dizinin üzerine çöktü. Boğazını temizlediği anda kelimeler sessizce döküldü dudaklarından. “Saygıdeğer Efendimiz! Emrinize amadeyim.”

Konu: Geri: Taraf Seçimleri: Ölüm Yiyen Salı Ocak 17, 2012 10:02 pm

Sen, Aleksa Stanlavis. Karanlık Lord'a bozulmaz yemin etmiş bulunmaktasın. Yeminin, son nefesine kadar geçerli olacaktır.

» Taraf Seçimleri: Hogwarts